Kompleks Sistemlerde Liderlik

Bu yazı Barry Boyce’un “Complexity, Chaos, Collapse, Community, Creativity, Compassion.Why We Need New Ways of Thinking” makalesinden alıntılar ve ilhamla yazılmıştır. Makalenin aslı için: http://margaretwheatley.com/articles/Sun.Sept08.Boyce.pdf

İnsanlık olarak daha önce hiç karşılaşmadığımız boyutta kompleks bir dünyada yaşıyoruz. Bugüne kadar güvendiğimiz sistemler artık işlemiyor, bugüne kadar kullandığımız çözümleri tekrar etmek bizi daha derin bir karmaşaya sürüklüyor. Artık sistemin parçalarına yama yaparak günü kurtarmak yeterli değil; sistemin bütününü yeniden kurgulamamız gerek. Peki bunu nasıl yapacağız? Bu kritik dönüşüm sürecinde hangi bilge eylem bize yardımcı olacak?

Ya kolektif öğrenme süreçleri ihtiyacımız olan eylemse? Sistematik değişimi mümkün kılacak kolektif kapasiteyi geliştiren, birlikte merakımızı keşfetmemizi mümkün kılan, yaşama anlamlı katkılar vermemizi teşvik eden, kolektif bir netliğe ulaşana kadar bilinmeyenle durabilmemize alan açan sistematik bir öğrenme formu. Öyle ki insanlığın evrimindeki bir sonraki aşamayı keşfetmemizi ve oradan hareket etmemizi sağlayacak bir bilgeliği uyandırsın içimizde.

Sanayi devriminden bu yana inşa ettiğimiz büyüme ve kontrol odaklı sistemler bugün dünyada karşı karşıya olduğumuz kompleks sorunlara çözümler üretemiyor. Ne demiş Einstein, bir problemi, o problemi yaratan zihniyet ile çözemezsiniz. Şu anda içinde bulunduğumuz durum tam da bu: uzun dönemli neden-sonuç ilişkisinin ve bütünün (yaşamın tümü ve ait olduğumuz yaşayan organizma – yeryüzü)  farkındalığından ve sistemsel düşünme kapasitesinden yoksun, mekanik bir zihniyetin  tasarladığu bir sistem. Yerçekimiymiş gibi mutlak olarak algıladığımız ama bu noktada sorgulanması ve yeniden değerlendirilmesi gereken bir inançlar silsilesi…

Aynı bildik çözümler…ama biraz daha iyisi. Bu, çoğu zaman kendi yaşamlarımızda ve yaşadığımız toplumlarda zor problemlerle karşılaştığımızdaki yaklaşımımızdır. Ama küresel iklim değişikliği, gıda krizleri, iç savaşlar, terör, ekosistemlerin tahribatı gibi zor ve kompleks problemlere baktığımızda eski bildik çözümlerin işlemediğini görüyoruz; işte bu nedenle bu problemleri yaratan yaklaşımlarımızın ötesine geçebilmemiz gerek. Bugün dünyada pek çok düşünür, aktivist, sosyal girişimci, akademisyen bu sorunun cevabını arıyor: eski alışkanlıklarımız ve koşullandırılmalarımız sonucu göremediğimiz o “hayal bile edilemez” yeni yollar, çözümler ne?

Büyük resmi sağduyu ile görmeye ve anlamaya çalışan hemen herkes bir konuda hemfikir: bildiğimiz ve sevdiğimiz eski dünya düzeni sona eriyor. Sosyal, ekonomik, ekolojik sistemler çöküş halindeler ve olmaya devam edecekler. Bu duruma panik ve korku ile eski bildik çözümleri yamamak yerine, vizyoner liderler ve sosyal inovasyoncular, dünyanın kaotik, herşeyin birbiriyle bağlantılı  ve “altedilemeyecek” bir yer olduğunu kabul eden bir dünya algısıyla görüyor ve hareket ediyorlar artık. Diyorlar ki, artık kompleks sistemlerin, kaosun ve herşeyin birbiriyle bağlantılı olmasının dinamiklerini anlamalıyız ve kendimizi bu şüphe götürmez gerçekliği kucaklayan şekillerde yaşamak konusunda eğitmeliyiz.

Devamı gelecek…

Yorum bırakın